Trabzonhurması Yetiştiriciliği
1. GİRİŞ
Trabzonhurmasının
anavatanı Çin'dir.Bu meyve türü çok eski tarihlerde Japonya'ya getirilmiş ve
burada büyük ölçüde üretimi yapılmıştır. "Japon Elması" olarak
adlandırılmakta ve halk tarafından yaz kış sevilerek yenmektedir. Türkiye'ye hangi tarihte getirildiği bilinmemekle
birlikte çok eskiden beri trabzonhurması yetiştiriciliği yapılmaktadır. Bir
subtropik iklim meyvesi olan trabzonhurması ülkemizde en çok Akdeniz
Bölgesi'nde yetiştirilmektedir. Bu meyve türü kışın yapraklarını döktüğü için,
daha serin bölgelerde de, özellikle Karadeniz, Ege ve Marmara Bölgeleri'nde
yetiştiriciliğine rastlanmaktadır. Trabzonhurması,
Ebenales takımının Ebenaceae familyasına aittir.
Trabzonhurmaları Diospyros cinsine girer. Diospyros'un kelime anlamı; Dios
(Baştanrı, Jupiter) ve Pyros (dane) kelimelerinin birleşmesi ile meydana gelmiş
olan "tanrıların yiyeceği"dir. Meyvelerinin görünümlerinin güzelliği
ve tatlarının mükemmelliğinden dolayı bu ismi almıştır.
2.
TRABZONHURMASININ BİTKİSEL ÖZELLİKLERİ Trabzonhurması
ağacının kök sistemi kullanılan anaç türüne göre değişik yapıdadır. Meyveleri
yenen kültür çeşitlerinin anacı (D.kaki), kazık köklüdür, az miktarda saçak kökleri
bulunur. Trabzonhurması
ağacının gövdesi gri renklidir. Kullanılan anacın çeşidin kuvvetine ve yaşına
göre gövde 12-35 cm çapında olmakta, boyu ise ortalama 5-6 m olmakla beraber12
m'ye kadar ulaşabilmektedir. Trabzonhurması
ağaçları dik, yarı dik veya yayvan olarak gelişir, çeşitlere göre dallar orta
kuvvette veya kuvvetli gelişmektedir. Dikimin ikinci ve üçüncü yıllarında fazla
miktarda obur dallar görülür. Obur dallar kuvvetli ve dik olarak büyür,
dallanmaz. Üçüncü yıldan itibaren obur dallar azalır, çok sayıda kısa meyve
dalcıkları oluşur. Dinlenme devresinde tomurcuklar belirgin ve koyu
kahverengidir. Bazı çeşitler (Fuyu) sık dallanmakta, bazı çeşitler (Hachiya)
ise seyrek dallanmaktadır. Yaprakların üst
yüzü düz, alt yüzü tüylüdür. İlkbaharda yeni çıktıklarında parlak açık yeşil
renktedir, daha sonra parlak koyu yeşil renk alır. Sonbaharda ise soluk
yeşil-sarı-turuncu-kırmızı renklere dönüşerek dekoratif bir görünüm alır. Bu
özelliklerinden dolayı güzel bir süs ağacı olarak peyzaj mimarisinde kullanılır.
Trabzonhurması
ağaçlarında üç tip çiçek vardır:
a) Erdişi çiçek: Bu tip çiçekte hem erkek
organlar, hem dişi organ bulunur.
b) Dişi çiçek: Erkek organlar bulunmaz,
dişi organları vardır.
c) Erkek çiçek: Erkek organları vardır, dişi organı yoktur. Erdişi çiçek önemsenmeyecek kadar azdır. Bu çiçeklerin
meyve verimine etkisi önemli değildir. Dişi çiçekler,
bir yıl önce oluşan dallardaki gözlerden süren yan dallarda oluşur. İlk
açtıkları zaman taç yaprakları sarımsı krem renktedir, daha sonra kahverengiye dönüşür.
Taç yaprakları dört parçalıdır. Çiçekler iri, gösterişli çanak yaprakları sert
ve yeşil renklidir. Erkek çiçekler,
yaprak koltuklarında bir önceki yılda belirir. Dişi çiçeklerden daha küçüktür,
yeni sürgünlerin yaprak koltuklarında tek, iki veya üç salkım şeklinde bulunur.
Taç ve çanak yaprakları dört parçalıdır. Taç yaprakları açık sarı renkte 1 cm
boyunda ve tüp şeklindedir. Trabzon hurması
meyveleri, meyve tadının burukluğuna ve buruk olmamasına göre ikiye ayrılır.
Burukluk ve burukluğun olmaması meyvelerin hasat olumundaki durumunu
göstermektedir. Buruk olmayan çeşitler hasattan hemen sonra sertken yenebilir, buruk
olanlar ise iyice yumuşadıktan sonra (buruklukları kaybolunca) yenebilir duruma
gelirler. Çeşitlerin
çoğu, tozlandıkları zaman meyveleri çekirdekli olmakta ve meyvede oluşan
çekirdek miktarı ne kadar çok ise meyve et rengi o kadar fazla koyu renk
olmaktadır. Bazı çeşitler ise tozlandıkları zaman meyve et renginde bir
değişiklik olmamaktadır. Bu çeşitlerin meyve eti herzaman açık (turuncu)
renklidir. Bu durumda
tozlanmanın et rengine etkisi dikkate alınarak yeni bir sınıflama yapılmıştır.
Bu sınıflama bugün de halen kullanılmaktadır. Bu sınıflamada çeşitler 2 grup
halinde toplanmıştır:
1. Meyve et
rengi değişken olmayan çeşitler
2. Meyve et rengi değişken olan çeşitler Birinci gruba giren çeşitlerin çiçekleri tozlandıkları zaman meyveler
çekirdekli olmakta, meyve et rengi ise turuncu olarak kalmaktadır. Meyve
çekirdekli veya çekirdeksiz olsun, et rengi hiçbir zaman değişikliğe
uğramamaktadır. Bu grup içinde, hasat olumunda meyve tadı, buruk veya buruk
olmayan çeşitler bulunabilmektedir. İkinci gruba
giren çeşitlerde meyve eti; tozlanmadığı yani çekirdeksiz olduğu zaman turuncu
renkli ve buruktur. Tozlanma olduğu zaman, tozlanma derecesine göre meyve eti
az veya çok kahverengiye dönüşür ve bu renk değişimine bağlı olarak burukluğu
değişir. Renk değişimi çok olmuşsa daha az buruktur, tozlanma az olmuşsa
burukluk fazladır. Tozlanma tam olduğu zaman bütün çekirdekler teşekkül etmiş
olur ve meyve eti tamamen kahverengiye dönüşü ve meyvenin burukluğu kalmaz,
sertken yenebilir hale gelir. Trabzonhurması
çeşitlerinin çoğunda tozlanma gereklidir. Bu çeşitlerden yeterli ürün alabilmek
için mutlaka tozlayıcı çeşit kullanılmalıdır. Bu çeşitler tozlanmadıkları zaman
ya meyve tutmazlar ya da küçük meyveden başlayarak olumdan önceye kadar olan
değişik safhalarda meyvelerini dökerler. Tozlayıcı olarak, düzenli erkek çiçek
veren çeşitler kullanılmalıdır. Tozlanma böceklerle sağlanmaktadır. Tozlayıcı çeşitlerin çoğunun meyve kaliteleri iyi
değildir ve pazar değerleri yoktur. Tozlanmanın tam olarak sağlanabilmesi için;
asıl çeşitle, tozlayıcı çeşidin çiçeklenme periyotları aynı zamana gelmelidir.
8-10 ağaca 1 tozlayıcı çeşit dikilmelidir. Tabzonhurmalarında meyve etinde kahverengililik genel olarak istenmeyen bir
özelliktir. Bu sebepten, dış ülkelerde, çeşitlerden tozlanma olmadan yeterli
ürün alınıyorsa tozlayıcı çeşit kullanılmamaktadır. Böylece istenen çekirdeksiz
ve meyve eti turuncu olan meyveler elde edilebilmektedir. Fuyu çeşidinden iyi ürün alabilmek için tozlayıcıya
ihtiyaç vardır. Bu çeşit tozlansa da meyve et rengi değişmez, turuncu olarak
kalır. Tenenashi ve diğer bazı çeşitler de tozlanma olmadan düzenli olarak ürün
verirler. Gösterişli renk ve irilikte meyvelere sahip Hachiya çeşidi de
tozlanma olmadan ürün vermektedir. Bu yüzden ABD'de yetiştiriciler çekirdeksiz
meyve alabilmek için tek çeşitle ticari kapama bahçeler kurmayı tercih
etmektedirler. Trabzonhurması
çeşitlerinde meyveler irilik ve şekil yönünden oldukça değişiklikler gösterir.
Meyve şekli; kutuplardan çok basık, basık, yuvarlak, kısa konik, konik ve uzun
olabilmektedir. Meyve kabuğu
genellikle düzdür ve mumsu bir tabaka ile kaplıdır.
Hasat zamanında meyve kabuğu rengi; yeşilimsi sarı, turuncu-sarı, turuncu,
turuncu-kırmızı olarak çeşitlere göre değişiklik gösterir. Fizyolojik olgunluk
zamanında ise çeşitlerin kabuk renkleri; turuncu, koyu turuncu,
kırmızı-turuncu, kırmızı olabilmektedir. Meyvenin enine kesiti yuvarlaktan
köşeliye kadar değişiklik gösterir.
3. TRABZONHURMASI YETİŞTİRİCİLİĞİ İÇİN İKLİM VE TOPRAK ÖZELLİKLERİ Trabzonhurması bir subtropik iklim meyvesidir. Bununla birlikte sıcak
ılıman iklim şartlarına da adapte olmuştur. Ağacı kışın yapraklarını döktüğü
için düşük kış sıcaklıklarına diğer subtropik meyve türlerine göre daha
dayanıklıdır. Genel olarak -12 dereceye kadar dayanabilmekte, ayrıca -18
dereceye kadar dayanan çeşitler de bulunmaktadır. Trabzonhurması çeşitlerinin çoğunun kış dinlenme
ihtiyaçları 7,2 derecenin altında 200-400 saat kadardır. Akdeniz Bölgesi
kıyı şeridinde odun gözü sürmesi, mart ayının ilk yarısında, çiçeklenme ise
nisan sonlarında olmaktadır. Trabzonhurmaları geç çiçeklendikleri için erken
ilkbahar donlarından etkilenmezler. Çeşitlerin meyvelerini
olgunlaştırabilmeleri için 140-160 gün gibi uzun bir zaman aralığına
ihtiyaçları vardır. Sertken yenebilen (tadı buruk olmayan) çeşitler,
meyvelerini olgunlaştırabilmeleri için diğerlerine göre daha fazla sıcaklık
toplamına ihtiyaç duyarlar. Trabzonhurmaları
yüksek hava nemi isterler ve en kaliteli meyveler nemli bölgelerden elde
edilir. Hava neminin az olduğu bölgelerde sulama yapılarak iyi ürün alınabilir.
Ancak bu bölgelerde meyvelerde güneş yanıklığı görülebilir, tedbir alınmalıdır. Trabzonhurması ağaçları genel olarak rüzgarlardan
zarar görmez. Ancak fazla rüzgar alan yerlerde, sonbaharda meyve olgunluk
zamanında meyveler yaprak ve dallardan zarar görür ve kalitenin düşmesine neden
olur. Trabzonhurması ağacının dalları çok gevrektir, bu yüzden şiddetli rüzgar,
meyve yüklü dalların kırılmasına sebep olabilir. Bu durumu önlemek için dallar
mutlaka hereklerle desteklenmelidir.
Trabzonhurmaları için en uygun toprak tipi;
orta ağır, organik maddece zengin ve iyi drene edilmiş derin topraklardır.
PH'sı 6,5-7,0 olan topraklarda yetiştiricilik iyi sonuç verir. Bununla birlikte
çok hafif topraklardan, çok ağır topraklara kadar değişik toprak tiplerine de
uyum sağlar. Kireç muhtevası %20'ye kadar olan topraklarda yetişebilir. 4. TRABZONHURMASI BAHÇESİ
TESİSİ Bahçe yeri
hazırlığına yaz aylarında başlanmalıdır. Beslenme ile ilgili sorunların olmaması
için toprak analizi yaptırılmalı ve analiz sonuçlarına göre gerekli gübreler
verilmelidir. Fazla yağış alan taban suyunun sorun olduğu yerlerde toprağın
drenajı yapılmalıdır. Toprak organik maddece zengin değilse, dekara 3-4 ton
çiftlik gübresi verilmeli veya yeşil gübre ile gübrelenmelidir. Sonbaharda
derin bir sürüm yapılmalı ve eğer, bahçe yeri engebeli ise tesviye edilmelidir.
Bahçe yeri çok meyilli ise teraslama yapılması gerekir. Trabzonhurması meyveleri rüzgarların sebep olduğu
yaprak ve küçük dalların meydana getirebileceği berelenmelere çok hassastır. Bu
sebepten fazla rüzgar alan yerlerde bahçe tesisinden önce, bahçe kenarı bir
veya iki sıralı olarak rüzgarkıranlarla çevrilmelidir. Selvi veya okaliptüs
ağaçları rüzgarkıran olarak dikilebilir. Dikim çukurları
60-70 cm derinlik ve genişlikte açılmalıdır. Dikim, fidanlar yapraklarını
döktükten sonra başlamak üzere, ilkbahara kadar olan devrede yapılabilir.
Kışları soğuk geçen yerlerde ilkbahar dikimi tercih edilmelidir. Dikim sırasında, fidana kök budaması yapılmalıdır.
Birbirine girmiş ve söküm sırasında berelenmiş olan kökler, kesilir. Fidanların
kazık kökü fazla kısaltılmamalıdır, çünkü saçak kökleri fazla değildir. yara
yeri üzerinden Fidanlar, fidanlıktan söküldükleri derinlikte dikilmelidir.
Dikimden hemen sonra can suyu verilmelidir. Yeni dikilmiş fidanların yağış ve
rüzgarların etkisi ile eğilmemesi için fidanlar hereklerle bağlanmalıdır.
Dikimden sonra fidanların tepeleri 60-70 cm'den iyi gelişmiş bir göz üzerinden
kesilir. Dikilecek
çeşidin seçimi yapılırken, pazar değeri yüksek olan çeşitlere önem
verilmelidir. İç pazar yanında dış pazar istekleri de dikkate
alınmalıdır.
5.
TRABZONHURMASI BAHÇESİNİN BAKIM İŞLERİ 5.1 Toprak
İşleme
Trabzonhurması
bahçesinde toprak işleme, örtüsüz veya örtülü yapılabilir. Örtüsüz işlemede,
toprak sürülerek toprak üzeri otsuz tutulur. Bu tip toprak işleme ile yabani
otların yok edilmesi yanında, yağmurlarla veya sulama ile meydana gelen kaymak
tabakasının kırılması, böylece suyun toprağa kolay işleyebilmesi ve toprağın
havalanması sağlanmış olur. Ağaçların diplerindeki otlar çapalanarak
temizlenir. Sonbaharda pullukla derin bir sürüm yapılır. Sürüm işleri toprak
tavında iken yapılmalıdır. İlkbahar ve yaz
sürümleri diskli pulluk ile yapılır. Bahçedeki ağaçlar büyükse, dalların
kırılmamasına özen gösterilmeli ve bahçe tipi küçük traktörler kullanılmalıdır.
Sulama suyunun
kısıtlı olduğu yerlerde örtüsüz toprak işleme yapılmalıdır. Hava neminin az
olduğu yerlede ise örtülü toprak işleme tercih edilmelidir. Çok ağır
topraklarda örtü bitkisi, toprağın fazla suyunu kullanması yönünden yararlıdır.
Meyilli arazilerde örtü bitkisi erozyonun önlenmesi ve suyun tutulması için
faydalıdır.
Örtülü toprak işlemede ağaçların taç izdüşümünde ot kontrolü yapılır.
Ağaçlar arasında otlar zaman zaman biçilerek yerinde bırakılır.
5.2 Sulama
Trabzonhurması ağaçlarının iyi gelişebilmeleri ve yeterli ürün
verebilmeleri için topraktan yeterli miktarda suyu alabilmeleri gerekir. Sürgün
gelişmesinin ve meyve büyümesinin olduğu ilkbahar ve yaz aylarında yeterli ve
düzenli sulamanın yapılmasına dikkat edilmelidir. Eğer bu devrelerde sulama
yetersiz olursa meyve dökümleri olabilmektedir. Ayrıca meyve gelişimi
durmaktadır. Düzensiz sulama ile de meyvelerde çatlamalar olmaktadır. Ayrıca
meyve olumuna yakın sulamalar, meyvelerin çatlamasına neden olmaktadır. Bu
sebeple meyvelerde kabuk rengi yeşilden sarıya dönüştüğü devreden sonra sulama
yapılmamalıdır Sonbahar ve kış aylarının kurak geçtiği dönemlerde de sulama
yapılmalı ancak sulama aralıkları daha uzun tutulmalıdır.
Sulama suyu miktarı ve sıklığı, iklim, toprak ve sulama sistemlerine göre
değişiklik gösterir. Karık usulü sulama yapılabilir. Bu sulama sisteminde, genç
bahçelerde, ağaçların iki yanından geçirilen karıklar, gelişmiş ağaçların
bulunduğu bahçelerde ise ağaçların iki yanından geçirilen ikişer karık sistemi
ile sulama yapılmalıdır. Alttan yağmurlama sistemi sulama da uygun bir
sistemdir.
Sulama zamanını ve miktarını ayarlamak için tansiyometre kullanılmalıdır.
5.3 Gübreleme Trabzonhurmalarına verilecek gübre miktarları yaprak
ve toprak analiz sonuçlarına göre tesbit edilmelidir.
İyi yanmış çiftlik gübresi, 3 yılda bir dekara 3-4 ton hesabı ile
sonbaharda verilmeli ve sürümle toprağa karıştırılmalıdır. Trabzonhurmalarının azota ihtiyacı fazladır. Analiz
sonuçlarına göre verilmesi gereken azot miktarının üçte biri erken ilkbaharda,
kalan kısmı nisan-mayıs ve haziran aylarında olmak üzere verilebilir. Aşıır
miktarda verilen azotlu gübre çiçek ve meyve dökümlerine sebep olur.
Azotlu gübre, ağacın taç izdüşümüne, toprağa verildikten sonra toprak
çapalanarak gübrenin toprağa gömülmesi sağlanmalı ve hemen sulama yapılmalıdır.
Fosforlu
gübreler kasım-aralık aylarında verilebilir. Bu gübrenin çiçeklenme, meyve
tutumu ve kök gelişimi üzerine etkisi vardır.
Potasyumlu gübrelerin meyve kalitesine etkisi vardır. Aşırı potasyum
noksanlığı görülen ağaçların yaprak uçları ve kenarları sararıp kurur. Aşırı
meyve dökümleri görülür. Potaslı ve
fosforlu gübreler, birlikte kasım-aralık aylarında uygulanır. Bu gübreler
ağacın taç izdüşümüne açılan çukurlara verilerek üzerleri toprakla kapatılır
veya taç izdüşümünde açılan 5-6 çukura verilip üzeri kapatılarak uygulama
yapılır. Magnezyum
noksanlığı, organik maddece fakir olan topraklarda sık görülür. Fazla miktarda
potasyum olan topraklarda da magnezyum alımı azalır ve noksanlık ortaya çıkar.
Magnezyum noksanlığının belirtileri, ağaç meyveyle fazla yüklü olduğu yaz
aylarında görülür. Noksanlık
belirtileri, meyveli dallardaki alt yaprakların damar aralarının sararması
şeklinde olur, ileri safhada sararan kısımlar kararır ve yapraklar vaktinden
önce dökülürler. Mangan
noksanlığı, toprağın mangan muhtevası az ise veya toprak fazla kireçli ise
ortaya çıkar. Noksanlık belirtileri, mayıs ayı başında yeni sürgünlerin alt
yapraklarında siyah noktalar şeklinde görülür. İleri durumda sürgünün üst
yapraklarında da görülür. Mangan noksanlığı yaprak ve meyve dökümlerine sebep
olur. Noksanlığında, meyve tutumundan hemen sonra yaprak gübresi tavsiye
edilir. Demir
noksanlığının belirtileri, genç yaprakların damar aralarının sararması şeklinde
olur. Yaprak damarları yeşil olarak kalır. Çok kireçli topraklarda demir
noksanlığı görülür. PH'sı çok yüksek olan topraklarda dekara 40-50 kg toz
kükürt uygulanarak toprağın PH'sı bir ölçüde düşürülebilir. Ayrıca demir sülfat
veya diğer demirli preparatlar kullanılabilir.
Yaprak gübreleri sabah erken saatlerde veya akşam üzeri
uygulanmalıdır.
5.4 Budama Dikimden
sonraki ilk üç yılda şekil budaması yapılır. Fidanın taçlandırılmasında değişik
doruk dallı (modifiye lider) sistemi uygulanabilir. İstenirse palmet şekli(?)
de verilebilir. Değişik doruk dallı sisteminde esas olan, gövde üzerinde düzgün
aralarla dağılmış 3-5 ana dalın gelişmesini sağlamaktır. Kışın dikim budaması yapılmış olan fidanların,
mayıs-haziran ayında ana dalları seçilir. Çatal olan filizlerden istenmeyenler
kırılır. Seçilen dallar arasındaki mesafe en az 10 cm olmalıdır. Gövde ile
dalların yaptığı açı da 45-60 derece olmalıdır. Seçilen dalların, ağacın
dengesi yönünden ağacın değişik yönlerine dağılmış olması önemlidir.
Zayıflamasını istediğimiz dallarda eğme işlemi yapılmalıdır.
Kış aylarında daha önce bağlanan dallar çözülür, açılar kontrol edilir.
Çatal ve obur dallar temizlenir. Çok zayıf sürgünler kesilip atılır. Ana dallar
kuvvetlerine göre 40-45 cm'den dışa bakan bir göz üzerinden kesilir. İkinci yıl yaz aylarında yeşil budama uygulanır. Her
ana dal üzerinde, yardımcı dallar seçilir. Ana ve yardımcı dalların kuvvetli
gelişmesi için diğer dallar eğilir. İstenmeyen filizlerden kırma yapılır.
Üçüncü yıl aynı işlemler devam eder. Taç teşekkülünden sonra fazla bir işleme
gerek yoktur. Çok kuvvetli büyüyen dallarda tepe alma yapılmalıdır. Çok zayıf
ince dallar, birbirine geçmiş, hasta ve yaralı dallar kışın kesilip atılır. Alt
dalların meyve yükü ile eğilip kırılmalarını önlemek için tepe alma yapılmalı
veya bu dallar hereklerle desteklenmelidir. 5.5 Meyve
Tutumu ve Seyreltilmesi Bazı çeşitlerde
periyodisite görülebilir. Bu durumda, aşırı verim olan yılda çiçeklerde
seyreltme yapılabilir. İhracat için kaliteli meyve istenirse her meyve dalında
bir meyve bırakılıp, meyvenin etrafındaki yapraklar, meyveye zarar vermemesi
için koparılmaktadır. Bazı çeşitlerde
aşırı meyve dökümü görülmektedir. Meyve dökümünün sebepleri şunlardır :
- Aşırı meyve tutumu
- Tozlanma veya döllenmenin olmaması
- Aşırı sulama veya susuz kalma
- Aşırı azotlu gübreleme ve bunun sonucu dengesiz vegetatif gelişme
- Aşırı potasyum ve mangan noksanlığı
- Unlu bit zararlısının etkisi
5.6 Hastalık ve
Zararlılarla Savaş
Özel bir
araştırma yapılmamakla beraber, bazı genel hastalık ve zararlıların
trabzonhurmalarında da etkili olduğu bilinmektedir.
Bunlardan kök kanseri, antraknoz ve açı çürüklük en yaygın olanlarıdır.
Ayrıca yaprak leke hastalığı ve yaprak saplarında, genç dallarda yanıklık yapan
hastalık trabzonhurmalarında görülebilmektedir. Akdeniz Bölgesinde trabzonhurmalarında görülen en yaygın zararlılar Akdeniz
Meyve Sineği ve Turunçgil Unlu Bitidir. Ayrıca bazo koşniller ve tripsler
trabzonhurmalarına zarar vermektedir.
Bakım işlerini titiz bir şekilde eksiksiz yerine getirmek, sağlıklı bitki
yetiştirmek ve gerekli kültürel tedbirleri almak hastalık ve zararlıların
bulaşmasını ve etkinliğini önemli ölçüde azaltacaktır. Bu yüzden, güç ve
pahallı işlemler olan zirai mücadele son çare olarak görülmelidir.
6. TRABZONHURMASI MEYVELERİNİN DERİMİ, PAKETLENMESİ, MUHAFAZASI VE
DEĞERLENDİRİLMESİ
Trabzonhurması
meyvelerinin uygun zamanda derimi önemlidir. Meyveler, tam iriliklerini
aldıkları ve meyve kabuğunun yeşil renginin kaybolup çeşide has turuncu veya
koyu turuncu rengi aldığı zaman, sertken toplanmalıdır. Tadı buruk olan
çeşitlerde meyveler, yumuşayıncaya, yani yeme olumuna gelinceye kadar uzun süre
ağaçta kalabilmektedir. Ancak bu durumda böcek ve kuş zararlanmalarına karşı
önlem alınmalıdır. Derim en az iki
defada yapılmalı, rengini iyi almamış meyveler toplanmamalıdır. Derim sırasında
meyveler çekilerek dalından koparılmaz. Dallar çok gevrek olduğu için
kırılabilir veya meyvenin çanak yaprağı ağaçta kalarak, meyvenin olgunlaşmadan
önce çürümesine neden olur. İstenmeyen bu durumların olmaması için meyveli dal
sol elle tutulup öbür elle itinalı bir şekilde meyve daldan koparılır. Eğer
meyve sapı uzunsa sap çanak yaprakları üzerinden kesilerek derilmelidir. Derimi
yapılan meyveler yavaşça toplama kaplarına konarak, zedelenmemelerine özen
gösterilmelidir. Meyveler paketlenecek yere dikkatli bir şekilde taşınmalıdır. Meyveler derimden sonra sınıflandırılır. Birörnek
irilik, şekil ve renkte, güneş yanığı, böcek zararı olmayan, lekesiz meyveler
1. sınıfa girmektedir. İrilik yönünden birörnek olmayan ve böcek zararı
görülmeyen lekesiz meyveler de 2. sınıfa girmektedir. Paketleme için, sert çekirdekli meyveler için
kullanılan tek katlı, plastik ve meyve yerleşme yerleri olan kasalar
kullanılmalıdır. Kasa boyutlar: 450*290*100 mm'dir. Kasa derinliği daha az
olabilir. İhracat için daha küçük kasalar kullanılmalıdır. Trabzonhurması çeşitlerinin çoğu, soğuk depoda -1 ve 1
derecede ve %80-90 nisbi nemde 2-4 ay kadar muhafaza edilebilir. Akdeniz Bölgesinin kıyı şeridinde trabzonhurması
çeşitlerinin uzun bir pazar periyodu vardır. Eylül ayının üçüncü haftasında
erkenci çeşitlerle başlayan pazarlama periyodu, geççi çeşitlerle, kasım ayının
ikinci haftasına kadar devam eder. Geççi çeşitlerin meyveleri toplanmadığı
takdirde, yaprakların dökümünden sonra da ağaç üzerinde kalabilmektedir. Tadı buruk olan çeşitlerin meyveleri uzak pazarlara
gönderilecekse, gönderilmeden önce meyvelere herhangi bir işlem yapılmadan,
yani sert olarak ince kağıtlara sarılıp, kasalara tek sıralı olarak
dizilmelidir.
Meyveler pazarlanacak yere geldiklerinde sert durumda olmalı ve böylece
satışa sunulmalıdır. Tadı buruk olan
çeşitlerin, fizyolojik olgunluğa gelerek yenebilmesi için aşağıdaki işlemler
uygulanabilir.
- Etilen
odalarında olgunlaştırma: Muz meyvesinde olduğu gibi trabzonhurmaları etilen
odalarına konularak olgunlaştırılabilir. Ancak etilen odalarına konacak
meyvelerin aynı derim olumunda olmaları önemlidir. Çünkü farklı olumdaki
meyveler, farklı zamanlarda olgunlaşacağı için, bazı güçlükler yaratır. -Meyvelerin ethrel solusyonuna batırılarak olgunluğun sağlanması: Bu yöntemde
meyveler, derimden sonra 500 ppm'lik ethrel solusyonunda 2 dakika tutulup, 2-3
gün bekletildikten sonra yeme olumuna gelebilmektedir.
- Karbondioksit
uygulaması ile burukluğun giderilmesi: Bu yöntem Japonya ve İsrail'de çok kullanılmaktadır.
Meyveler üniform olarak sarımsı-yeşil safhada iken CO2 ile muamele edilerek
burukluğu giderilmektedir.
- Kireçli suda
bekletilerek burukluğun giderilmesi: Bu yöntemde meyveler sarımsı-turuncu renkte iken
kireçli su ile muammele edilir. Meyveler %2'lik kireçli suda tutulduğunda
beşinci günde buruklukları tamamen kaybolmaktadır.
- Normal
zamanda derimi yapılan meyveler 21 derecede 2-3 hafta bekletilirse
kendiliğinden yumuşayarak yeme olumuna gelirler. Ayrıca elma,
armut gibi meyvelerle birlikte plastik torbalarda bekletildiği zaman, bu
meyvelerin çıkardığı etilen gazı ile trabzonhurması meyvelerinin olgunlaşması
çabuklaştırılır ve burukluğun kaybolması sağlanır. Son yıllarda dış ülkelerde daha çok buruk olmayan
çeşitlere önem verilmekte ve bu çeşitlerin üretimi yapılmaktadır. Buruk olmayan
çeşitlerin iyi bir şekilde pazarlanabilmeleri için ambalaj sandıklarına, bu
çeşitlerin sertken yendiğini belirten etiketlerin konarak halka tanıtılması
gereklidir. Trabzonhurması
meyveleri özellikle A vitamini ve karbonhidratlarca çok zengindir. Trabzonhurmalarında buruk çeşitler, yumuşadıkları
zaman ve istenirse kremalı olarak yenilebilir. Ayrıca bu çeşitler marul
yaprakları üzerinde kremalı veya mayonezli olarak salatalarda kullanılabilir. Buruk olmayan çeşitler ise küçük küçük
doğranarak meyve salatalarında kullanılabilir. Trabzonhurması meyveleri, taze tüketim yanında kurutularak da
tüketilebilmektedir. Uzak Doğu Ülkelerinde, kuru maddesi yüksek olan ve taze
tüketim için uygun olmayan çok buruk çeşitler kurutulmaktadır. Meyveler
sertken, küçük olanlar ikiye, büyük olanlar dörde bölünerek ipe dizilmekte ve
güneşte kurutulmaktadır. Ayrıca kurutma dolaplarında da kurutma işlemi
yapılmaktadır. Uzak doğu
ülkelerinde meyveler dondurularak, kış ayları boyunca dondurulmuş olarak da
pazarlanmaktadır. Ayrıca, marmelat yapımında, keklerde, püre ve soslarda,
dondurmalarda, muhallebilerde kullanılmaktadır.
7. TRABZONHURMASI YETİŞTİRİCİLİĞİNİN EKONOMİK ÖNEMİ Trabzonhurması çeşitlerinin verime başlama yılları
farklılıklar gösterir. Fuyu çeşidi dikimin ikinci yılından itibaren ürün
vermeye başlar. Hachiya çeşidi ise dördüncü yıldan itibaren verime yatmaktadır.
Ağaçların verim miktarları da çeşitlere ve bakım şartlarına göre çok
değişmekte, ortalama 40-60 kg olduğu kaydedilmektedir. Türkiye'de en fazla üretim Akdeniz Bölgesinde
görülmektedir. Özellikle Doğu Akdeniz yöresinde kapama trabzonhurması bahçeleri
yıldan yıla artış göstermektedir. En çok üretim Hatay ilinde yapılmaktadır.
Sonra sıra ile Adana ve Mersin illeri gelmektedir. Hatay ilinden Arap
ülkelerine trabzonhurması ihracatı da yapılmaktadır. Üretimde, Karadeniz
Bölgesi, Akdeniz Bölgesinden sonra ikinci sırayı almaktadır. Bu bölgede en
fazla üretim Ordu, Artvin, Samsun, Kastamonu illerinde görülmektedir. Marmara
Bölgesinde ise Kocaeli en çok üretim yapan ildir. Ülkemizde buruk çeşitler yetiştirilmekte ve bu
meyveler bazı bölgelerde pek tanınmamakta, yumuşayınca yenmesi gerektiği
yeterince bilinmemektedir. Buruk olduğu görülünce istenmemektedir. Bu yüzden
trabzonhurması yetiştiriciliği, diğer meyve türlerine göre pek
yaygınlaşmamıştır. Bu meyve tüketicilerce tanındıkça sevilmekte ve
aranmaktadır. Özellikle sert yenen, buruk olmayan çeşitlere fazla miktarda
talep görülmektedir. Trabzonhurmasının
en fazla ihracat yapıldığı ülkeler sıra ile, Kuveyt, Ürdün, Almanya, İsviçre ve
K.Kıbrıs T.C'dir.
Ülkemizde dış pazarın istediği buruk olmayan çeşitlerin üretimi arttığında,
ihracat rakamlarının da yükseleceği beklenmektedirTrabzonhurmasının en fazla
ihracat yapıldığı ülkeler sıra ile, Kuveyt, Ürdün, Almanya, İsviçre ve K.Kıbrıs
T.C'dir.
Ülkemizde dış pazarın istediği buruk olmayan çeşitlerin üretimi arttığında,
ihracat rakamlarının da yükseleceği beklenmektedir.
Kaynak: Dr.Caner Onur